Hem Türk mutfağının hem de Ortadoğu mutfağının klasik lezzetlerinden biri olan güllaç, özellikle Ramazan sofraları için vazgeçilmez! Market raflarını süslemesiyle Ramazan’ı müjdeleyen güllaç tatlısı tarifini hazırlamak o kadar kolay ki! Evde güllaç yapımı pratik oluşu bir yana, tüm gün tutulan orucun ardından yenen ağır akşam yemeğinin ardından servis edilebilecek en hafif tatlılardan biri! Cevizli güllaç tarifine kim hayır diyebilir ki? Siz de ister nar taneleriyle süsleyin, isterseniz boool ceviz doldurup Hindistan cevizi ile tatlandırın. Damak tadınıza göre dilediğiniz güllacınızı süsleyebileceğinizi hatırlatalım!
Güllaç yapraklarınızla klasiğin dışına çıkmak isterseniz ise Pratik Güllaç Tarifi, Sarma Güllaç, Dondurmalı Güllaç ve 4 Yapraklı Gül Güllaç tariflerimizi ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca güllaca alternatif farklı sütlü tatlıları keşfetmek istiyorsanız, sizin için derlediğimiz sütlü tatlıları deneyebilirsiniz. Mesela sütlü nuriye tarifi!
Hiç merak etmiş miydiniz; acaba nişastadan bir yufka hazırlamak o zamanki ustaların aklına nasıl geldi? Aslında tarih boyunca olduğu gibi, güllaç yaprağının da hikayesi tamamen ihtiyaçtan! Mısır nişastasının rutubetten zarar görmesini engellemek, böceklerden korumak amacıyla nişastanın ıslatılması ve ardından kurutularak saklanması esasına dayanıyor güllaç yaprağının hikayesi… Kullanılacağı zaman yapraktan parçalar koparılırmış. Zamanla bu yaprakları ıslatmak akıllarına gelmiş ve mısır nişastasını saklamak için keşfedilen bu yöntem, zamanla klasikleşen bir tatlı keyfine dönüşmüş! Bazı kaynaklar farklı tarihler söylese de yaklaşık 1400’lü yıllarda güllaç ilk kez Osmanlı mutfağına girmiş. Araştırmalara göre uzun bir süre güllaç yaprağı hamurunda yumurta kullanılmıştır. Fakat şu anda güllaç yaprağı sadece su ve mısır nişastası kullanarak hazırlanmaktadır. Böylelikle veganlar tarafından da gönül rahatlığıyla tercih edilebilir. Hayvansal süt kaynakları yerine bitkisel sütlerle hazırlayabilirsiniz. Hikayemizi toparlamak gerekirse, güllaç yaprağının keşfinin ardından olaya gül suyu, süt de dahil olmuş. Böylelikle de adı “güllü aş” olarak anılmaya başlamış. Biraz zaman geçtikten sonra 1400’lü yılların sonunda da o zamanların girişimci ustası Kastamonulu Ali Usta sayesinde, saraylıların ziyareti esnasında onlara hazırladığını sütle ıslanmış güllaç yapraklarından ikram etmiş. Saraylılar bu lezzete bayılmış ve böylelikle güllaç ilk kez Osmanlı saraylarına da girmiş! Osmanlı Dönemi’nde kömür ocaklarında sac tavalarda yapılan güllaç yaprağı, kamıştan yapılan sırt küfeleriyle paşa konaklarına taşınırmış. Bazı kaynaklara göre ise Kanuni sultan Süleyman’ın çocukları için düzenlediği sünnet törenlerinde ikram ettiği yer almaktadır.
Tatlıyı Güllaç tarifini servis etmeden önce buzdolabında en az bir saat dinlendirmeye özen gösterin. Vaktiniz varsa, bir gece dinlendirmek lezzetini artıracaktır.
Güllacı damak tadınıza göre dilediğiniz malzemelerle süsleyerek servis edebilirsiniz. Vişne, çilek, Hindistan cevizi, file fındık veya badem, toz Antep fıstığı süslerken en çok kullanılan malzemelerdir.
Un, nişasta ve suyun bir araya getirildikten sonra kızgın bir tavada pişirilmesi ile yapılır. Yufkalar iyice kuruyana kadar pişirilir. Pişen yufkalar ışığa tutulduğunda arkasını gösterecek kadar şeffaf olmalıdır.
Tatlıyı buzdolabında en az 1 saat dinlendirmeye özen gösterin.
Bol ceviz, Algida Maraş Usulü Sade Dondurma ve Hindistan ceviziyle servis edebilirsiniz.