Çok lezzetli bir besleyici Ramazan tabağı ile karşınızdayız. Knorr Biberli Ezogelin Çorbası ile başlayan, Tavuk Köfte ve Havuç Salatası ile devam eden protein, magnezyum ve demir kaynağı besleyici tabak, Dünya Sağlık Örgütü'nün günlük 5 porsiyon meyve sebze tüketim önerisinin 3 porsiyonunu karşılıyor.

Sofraların Hası, Ezogelin Çorbası

A vitamini, B12 vitamini ve çinkodan zengin üç yemekli bu Ramazan sofrasına çorbamızın hikayesi ile başlayalım. Söylenceye göre, Ezogelin Çorbası adını gerçekten adı Ezo olan, güzel bir gelinden alır. Güneydoğu’da güzelliğiyle nam salan Ezo kız, gönlündeki sevdiğiyle evlenir ancak, ayrılmak zorunda kalır. Yıllarca kimseyle yeniden evlenmeyi kabul etmez ama sonunda baskılara dayanamaz, çocukluğundan beri onu isteyen talibiyle evlenmeye razı olur. Bu defa da ailesinden ayrılıp Suriye’ye gelin gitmiştir. Gurbete ve fakirliğe dayanamayıp genç yaşında hayata gözlerini yuman Ezo Gelin, ardında elindeki malzemelerle yaptığı bu çorbayı hikayesiyle birlikte bizlere bırakır. Ezogelin Çorbası tarifi her zaman ulaşılabilecek malzemelerin, birbiriyle mükemmel uyumunun bir ürünü olduğu için halen çok sevilir; Ramazan boyunca evde ve dışarıda içilen çorbalar arasında ilk sırada yer alır.

Köfte Klasiğine Farklı Yorum Tavuk Köfte

Köfte, bizim topraklarımızda, köyde, kentte, evde, restoranda, yolculukta, bulgurlusundan sebzelisine, patateslisinden ızgarasına, ekşilisinden soslusuna bin bir çeşidiyle her zaman, her yerde yenir ve Ezogelin çorbası gibi çok sevilir. Mutfağımızda yüzyıllardır etten, sebzeden, kuru bakliyattan, pek çok malzemeden köfte yapılır. Her ne kadar köftenin ansiklopedi anlamı, “yağ ve baharat eklenen, bazen yumurtayla karıştırılan, kıymayla hazırlanan ve yuvarlanıp yassılaştırıldıktan sonra una bulanarak sote edilen Türk mutfağının tipik yemeği” olsa da ilginçtir ki köfteye adını veren “keftedes” Macarcadan gelir. Üstelik, Alman, Avusturya ve Yunan mutfağında da kıyılmış soğan eklenen köfte türleri bulunduğunu biliriz. Köfte bazı mutfaklarda kalmış et parçaları değerlendirilirken icat edilmiş olabilir. Örneğin Fransızların “boulette” dediği küçük kıyma toplarının kahverengi sos ya da domates sosla servis edildiği yemek bu tür bir köfte; balık ve et parçalarıyla hazırlanır. Bizim menümüzün ikinci yemeği olan Tavuk Köfte böyle bir tarif değil ancak alışık olduğumuz et köfte klasiğinden farklı... Kırmızı et tüketmeyenler ya da tavuk etini tercih edenler için kolayca hazırlanabilecek bir tarif olan Tavuk Köfte, bu menünün ana yemeği; hatta muhtemelen tavuk yemeyen çocuklara tavuğu sevdirmek için de iyi bir seçenek.

Kök Lezzetlerin Şifalısı, Havuç Salatası

Köftenin yanına çok yakıştığını bildiğimiz salatalar arasındaki gözdemiz, bu menü için Havuç Salatası. Neden mi? Çünkü menümüz besleyici yemekler içeriyor ve havuç çok yararlı bir sebze; özellikle çiğ ve zeytinyağıyla birlikte tüketildiğinde içindeki A vitamini ortaya çıkar. O da bağışıklık sisteminin normal fonksiyonuna ve normal görme yetisinin korunmasına katkıda bulunur. Öte yandan havuç, K vitamini ve potasyum açısından zengin sebzelerden biri. Bakmayın şimdi Türk mutfağında havucun çok sevildiğine, tatlıdan tuzluya her yerde kullanıldığına! Havuçla ilgili ilginç bilgilerden biri, havucu şimdiki haline getirmek için yoğun çaba sarf edenlerin Hollandalı botanikçiler olduğu; bu çaba dönemin Avrupası’nda çok ses getirmiş. Zira eskiden, yani 15’inci yüzyıla kadar havucun tadı yabani olduğu için acımsı imiş. Bırakın sevilen bir sebze olmasını, hayvanlara yem olarak verildiğinde, onlar bile yemezmiş. Hollandalılar onu gastronomi dünyasına kazandırmasaydı, mutfaklardaki kullanım alanı bu denli geniş olamazdı. Halbuki biz havucu onlar sayesinde çerez niyetine çıtır çıtır yiyebiliyoruz. Mutfağımızda sıcak, soğuk pek çok havuçlu favorimiz olmakla birlikte, salatasına, özellikle de et yemeklerinin yanında bayılırız; bu yüzden köftenin yanına havuç salatasını tercih ettik. O zaman haydi, yemeklerimizi hazırlamaya başlayalım.