Kim sakatat sever? Bazılarımız beyin, böbrek gibi organlara mesafeli olsa da çoğumuz kokoreç ve kelle paça severiz. Kelle paça nasıl temizlenir ve nasıl pişiriliri anlatmaya geçmeden önce kısaca sakatatın mutfaklarımıza nasıl girdiğini anlatmak istiyorum.

Milattan önce, avın ciğeri kabilenin/topluluğun liderine verilirmiş, antik Yunan’da Tanrılara kurban edilen hayvanların sakatatları yenirmiş, Roma’da İmparator bazen özel misafirlerine yalnızca sakatat ikram edermiş, 

Osmanlı saray mutfağındaysa sakatat özenle pişirilir, servis edilirmiş ve Fransa’da kaz ciğeri hala çok özel bir yemek.

Zamanlar boyu, dünyanın farklı yerlerinde gelen sakatat gelenekleri, şimdi gastronomi dünyası tarafından güçlendiriliyor. Burundan – kuyruğa (nose to tail) akımı ile hayvanın yalnızca bonfile, kontrfile gibi çok tercih edilen ve bir hayvandan çok az çıkan parçalarının değil, tüm sakatatlarının tüketilmesi amaçlanıyor. Bir hayvandan, maksimum verimlilik alınıyor, bizler için gereken protein ve besleyici değerler karşılanıyor. Bu şekilde daha az hayvan kesimi, dolayısıyla daha az hayvan üretimi ve daha yaşamaya daha fazla yeşil alan sağlanıyor, dünyamız için de sürdürebilir ve doğru bir tüketim yapmış oluyoruz.

Çok lezzetli olmasının yanı sıra, kelle paça içindekiler ile de çok da faydalı bir yemek. Sakatlanan sporculara bağ doku ve kemik gelişimi için doktorlar tarafından öneriliyor, bağırsak florasını düzenliyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

Hazırlığınız bitince, kelle paçanızı aşağıda paylaştığımız acı soslu tarifimizle pişirip, yanında bol tereyağlı, sıcacık bir bulgur pilavı ile servis etmenizi öneriyoruz!