Minestrone’nin kökenleri Roma İmparatorluğuna kadar uzanıyor. Yerlilerin beslenme şekli ‘mecburiyetten vejetaryen’ iken, soğan, mercimek, lahana, kuşkonmaz, havuç gibi sebzelerle minestrone yapılıyordu. O zamanlar tüm yemeklerin bazı, ‘pulte’ denilen kavuzlu buğdayın tuzlu suda kaynatılmasıyla yapılan bir tür lapayladı. Pulteye sebzeler katarak yemek yapıyorlardı. M.Ö. 2. yüzyıldan sonra, Roma İmparatorluğu’nun İtalya’yı fethetmesi ve ticaret yollarını ele geçirmesiyle birlikte, Roma halkının ve dolayısıyla günümüz İtalya’sının diyeti şekillenmeye başlıyor, etler, et ve sebze suları ve çorbalar mutfaklara giriyor. Yunanlılar’ın Roma’ya ekmeği tanıtması ile, Kavuzlu buğday yalnızca yoksulların yemeği oldu.
Antik Romalılar, tahıl ve sebze bazlı bir beslenme şeklinin sağlıklılığına inanıyor ve bu şekilde besleniyorlardı. Zaman içerisinde yeme şekilleri değiştikçe, minestrone’de de değişiklikler, daha önceki reçeteden farklı olarak bakliyat, yeşillikler, sakatat parçaları ve şarap da çorbaya eklendi. Son olarak Amerika kıtasından patates ve domatesin gelmesi ile çorba tamamlanmış oldu.
Minestrone, her zaman dolabınızda ve kilerinizde olan sebzelerle yapabileceğiniz, hem çok pratik hem de çok besleyici bir çorba. Mevsime göre minestroneniziz yaratıcılığınıza göre şekillendirebilirsiniz, mesela kışın ıspanak, lahana, kereviz koyarken, yazın taze fasulye, fava ve bezelye ile yapabilirsiniz.
Tüm malzemeler hazırsa, mutfağa geçelim ve minestrone yapmaya başlayalım!
1 porsiyon Minestrone 60 kaloridir.
Minestrone yaparken, makarnaları en son koymaya dikkat edin. İlk başlarda koyarsanız, makarna çok haşlanır ve hamur haline gelir. Eğer minestroneyi yemekten bir kaç saat önce yapıyorsanız, makarnasız haliyle hazırlayın, en son servisten önce makarnayı ekleyin.
Kızarmış bir dilim ekşi maya ekmek ile servis edebilirsiniz.